
abortion pill over the counter in usa
abortion pill online usa
Marka 2011 Konferansı (INTERNATIONAL BRAND CONFERENCE)
Marka Konferansı; dünyadaki değişimi aynı hızla takip etmekle beraber, yükselen Türkiye markalarının artan bölgesel gücü ve sorumluluklarına göre tasarlanmıştır. Her geçen yıl, gelecekteki rekabet gücünü maksimize edecek altyapıyı sunan bir platformda, hedefini ortaya koyarak devrim yaratacak nitelikte yeniliklere imza atmaktadır.
Bu yıl 12’ncisi düzenlenen Uluslararası Marka Konferansı’nda; “Moda -Perakende”, “Endüstriyel Tasarım-Lifestyle”, “Online Marketing-Sosyal mecralar” ve “Sürdürülebilir marka olmak-Değişen marka yönetim dinamikleri” konuları meraklılarıyla buluştu.
Konferansın bu yıl iki ayrı teması vardı:
Birincisi “ Avrupa Birliği Türkiye ilişkileri”, ikincisi ise “Yeşil marka liderliği”
Konferans bu yıl da; gerek konuları ve konukları, gerekse misyonu ile iş dünyasına en güncel marka yönetim bilgilerini, en çok ilham verecek yöntemlerle, kalıcı şekilde sunarak markaların ve marka ekiplerinin geleceğini şekillendirmek üzere gerçekleştirildi.
Konuşmacılardan bazıları ise şu şekildeydi: Egemen Bağış Alex Hunter, Ayse-Ece Ege, Tony Chambers, Berna Erbilek , Jeremy Gilley, Saffet Karpat, Dr. Hans-Ulrich Mayer, Salih Memecan, Amana Mackenzie, Aytül Özkan, Dr.Kim Winser Obe, Devrim Çömek, Robert Brunner.
Egemen BAĞIŞ
Avrupa Birliği ve Türkiye İlişkileri’nin Markaların Geleceğine Etkileri
Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Marka Konferansı’nda markaların geleceğini yakından ilgilendiren Türkiye markasının değişim sürecinin AB’ye etkilerini aktaracağı sunumuna;
”Marka; zihnin işlek caddelerinde yer tutmak, kiralamaktan öte, orada yer kazanmaktır” şeklinde bir tanımla başladı.
İstanbul’un son yıllarda Türkiye markasının önüne geçmeye başladığını vurgulayan Bağış, bu potansiyeli iyi kullanmak ve mutlak kazanca çevrilmesine yönelik bağlantılar yapıldığının altını çizdi.
Görevimiz; “Türkiye’nin küresel marka değerini artırmaktır” diyen AB Bakanı, bu noktada Atatürk’ün “Millete efendilik olmaz, millete hizmetkarlık olur” sözünü beğendiğini de dile getirdi. Bakan Bağış bu sözün; Türkiye’nin AB sürecindeki siyasi, kültürel ve sanatsal alanlarda yükselmesinde ilham kaynağı olması gerektiğini vurguladı. İlham kaynağı olmasının sebebinin altında yatan gerçeğin “demokrasi ve şeffaflık” olduğunu belirten Bakan, “AB, Türkiye’nin diyetisyenidir “ sözüyle katılımcıların dikkatini çekmeyi başardı.
Dr. Kim WINSER OBE
Perakende Müşterisi için Markaların Önemi:
Başarılı Lider Şirketlerden Gerçek Yaşam Deneyimleri; Üst Sınıf, Orta-Pazar ve Küresel Lüks Sektör Örnekleri
Bugüne kadar Marks&Spencer, Pringle, Acquascutum gibi birçok markanın yöneticiliğini yapmış, perakende sektöründeki benzersiz deneyimlere sahip Dr. Kim WINSER, 20 yıl süren başarılı kariyer öyküsüne “Elinizde doğru bir marka varsa başarılı olmak için yolunuz açık! Ben, tüm iş yaşamım boyunca bunu göz önünde bulundurarak ilerlemeyi amaç edindim” diyerek başladı.
Wall Street Journal Europe’un iş dünyasındaki en başarılı kadınlar listesine üçüncü sıradan giren Winser, bir şirketin başına geçtildiğinde yapılması gereken ilk işin, üst yönetim takımını kurmak, peşinden o markaya özel, sağlam bir pazarlama stratejisi yaratmak ve küresel bir iletişim kampanyasıyla desteklemek olduğunun altını çizdi.
Amanda MACKENZIE - Aviva Pazarlama ve İletişim Başkanı
Marka’yı Oluşturan, Marka Olarak Yaptıklarıdır.
Amanda Mackenzie; “Tüketiciler markaları ne söyledikleriyle değil, ne yaptıklarıyla değerlendirirler. Bir şirketin reklamıyla ve marka faaliyetleriyle yarattığı beklentiler, müşteriler için bir temas noktasında gerçeğe dönüşmeli” diyerek sunumuna başladı.
Mackenzie’nin konuşmasından çıkan en dikkat çekici sonuçlar ise şöyle;
-Deneyimlerde gerçekleri yansıtın, ne olacaksa onu belirtin.
-Mutlaka bilgiyi verin, insanlar tercihlerini ona göre yapsın.
-Marka yönetiminde “esnek olun, her şey değişebilir”, esnek olmazsanız hayatta kalamazsınız.
-Şaşırtıcı etki yaratan şeyler yapın ya da yapmayı deneyin.
-Bir şey yapmaya değiyorsa kötü de olsa yapın.
-Pazarlama sloganı değil, bırakın ürününüz konuşsun.
-Müşterilerinizin yarattığınız ürüne olan inançlarını bulun.
-Nerede bir sorun varsa o sorunun bir cevabı mutlaka vardır ve her sorun bir değişim fırsatıdır.
- Marka, insanların akıllarındaki imaja uygun olduğu noktada başarıyı yakalar. Marka ne kadar çok insanın aklına girer ve yüreğine hitap ederse, o kadar başarılı olur.
Yeşil Marka Liderliği: Sürdürebilirlik,Markalar ve Geleceğimiz
Konuk: Saffet Karpat - P&G Türkiye İsrail, Orta Asya ve Kafkasya Yönetim Kurulu Başkanı
Konuk: Galya Frayman Molinas - Coca-Cola Türkiye Başkanı
TÜSİAD Sürdürülebilir Kalkına Görev Gücü Başkanı Okşan Atilla Sanön, “Birçok marka ekibinin bugüne kadar bir ütopya mesafesinde durdukları” yeşil marka olma” felsefesi çok yakında pazarlama dünyasını ele geçirecek. Çünkü hızla artan nüfus ve tükenen kaynaklar bir göktaşı gibi düşüşe geçmiş durumda. Bu kritik süreçle birlikte marka yönetiminin ve pazarlamanın tüm kuralları, ezberleri ve dinamikleri değişiyor” diyerek sözlerine başladı.
Sanön, TÜSİAD’ın bir çok araştırma yaptığını ve yeşil ürün tercihlerine yönelik tüketici sonuçlarına bakıldığında; %40 yeşil ürün tercih ederken, bu tercihlerin %4’ünün satışlara yansıdığını ,%58’inin çevre dostu ürünleri pahalı bulduğunu, %3’nün ürünlerin yeterince işlevsel ya da yaratıcı olmadığı yönünde görüş bildirdiklerinin kayıtlara geçtiğini belirtti.
Saffet Karpat, "Yeşil ürün ve hizmet, sürdürülebilir bir rekabet avantajı olarak ele alındığında, üç şey üzerinde durulması gerekir” diyerek açıkladı.
1-Inovasyon (Yeni iş modellerinin hayata geçirilmesi)
2-Tüketici tercihleri (Öncüler-keyif düşkünleri-anaçlar-takipçiler gruplanması)
3-Yeni rekabet modeline geçiş (Coopetition: Taraflar bir araya gelerek farklı kurumsal hedefleri olsa da tek bir hedef üzerinde tarafsız bir alanda çalışıyor olacaklar – İşbirlikçi rekabet)
Salih Memecan
Nasıl Karikatürist Olunur? Sizinkiler-10 yıllık Marka Serüveni
Her çocuk kabiliyeti ile doğuyor, bazıları onu bırakmıyor, karikatürist olabilmek için, “çizebilmek lazım, komik olmak(farklı bakmak), bilgili-kültürlü” olmak lazım diyerek sunumuna başlayan Memecan, 10 yıllık süreçte bir gün bile çizimi bırakmadığını belirtti. “Her gün çizeceksin, etrafına farklı gözlerle bakacaksın, gündemi yakından takip edeceksin. Yeniliklerin hayatımıza kattığı değerleri iyi anlayacak ve bunları iyi tanımlayacaksın” dedi. Salih Memecan ayrıca; kalıcı marka olmak için lisans almanın, markanın geniş kitlelere ulaşması için pazarlama yapılmasının önemini de vurguladı.
Markalaşma konusunda ülke genelinde bazı kuralların yetersiz kaldığını, bu uygulamaların anlaşılabilir olması için daha çok yol katedilmesi gerektiğini vurgulayarak, Zeytin&Limon ‘un kısa bir sunumunu katılımcılarla paylaşarak kendisine ayrılan süreyi tamamladı.